Okul Öncesi Çocuklarda:
- Sözle verilen yönergeleri anlamakta güçlük çeker.
- Yaşıtlarına göre insan resmi çizimleri kötüdür.
- Top yakalama, ip atlama gibi eylemlerde yaşıtlarının gerisindedir.
- El becerilerine dayalı işlerde zorluk çeker (Düğme ilikleme, makas kullanma vb.)
- Çatal kaşık kullanmakta zorlanır.
- Düşünmeden, aniden aklına eseni yapar.
- Arkadaş ilişkileri iyi değildir, daha çok yalnız olmayı tercih eder.
- Yaşıtları yerine daha çok yetişkinlerle ya da kendinden küçüklerle birlikte olmaktan keyif alır.
- Hayal kurar, dalgındır, sınıfta uyur.
- Sınıf ya da okul kurallarına uymakta zorluk çeker.
- Duygu durumu çok sık değişir (Neşeliyken aniden öfkelenir)
- İstedikleri yapılmadığında aşırı tepki gösterir, öfkelenir.
- Eleştirildiğinde aşırı tepki gösterir ya da dikkate almaz (Eleştiriye toleransı azdır.)
İlkokul Öğrencisi Olan Çocuklarda:
- Zeki olmasına rağmen okul başarısı düşüktür.
- Sessiz ya da sesli okurken kelimeleri parmağıyla izler.
- Okurken ya da yazarken bazı harf ya da sayıları karıştırır, ters okur; (b-d, b-p, 6-9 gibi)
- Bazı harf, sayı ve kelimeleri yanlış duyar, karıştırır. (m-n, f-v, b-m, kaş-koş, soba-sopa, bavul-davul gibi)
- Yazarken bazı harfleri atlar ya da harf ekler.
- Sınıf düzeyine göre yazılı imla ve noktalama hataları çok yapar (büyük harf-küçük harf, noktalama hataları)
- Sınıf düzeyine göre çarpım tablosu öğrenmede, yaşıtları seviyesinin altındadır.
- Ders çalışırken sık sık ara verir, çabuk sıkılır.
- Sağ- sol kavramlarını karıştırır.
- Doğu-Batı, Kuzey-Güney kavramlarını karıştırır.
- Yıl, gün, ay, mevsim kavramlarını karıştırır. (Hangi mevsimdeyiz diye sorulduğunda “Ocak” diye cevap verebilir.)
- Haftanın günlerini ya da ayları sırasıyla saymakta zorlanır. Karışık sorulduğunda bir sonrakini bilemez.
- Saati öğrenmekte zorlanır.
- Bazı harflerin seslerini doğru olarak telaffuz edemez. (r,s,j gibi harfleri söyleyemez, yanlış söyler.)
- Ayakkabı, kravat bağlamayı beceremez.
- Gözü kapalıyken avucunun içine çizilen sayı ve harfi anlayamaz.
- Gözü kapalıyken hangi parmağına dokunulduğunu anlamaz.
Yazan: Psikolog Ayten ATAÇ